Türkiye Makina Federasyonu (MAKFED) tarafından organize edilen GDPR, Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü Uyum Süreci başlıklı webinarın 31 Mart Çarşamba günü gerçekleştirildi.
Webinarın moderatörü MAKFED Genel Sekreteri Zühtü Bakır’ın açılış konuşmasından sonra söz alan Av. Ali Osman Özdilek; veri temelli ekonomilerin ve ortaya çıkan şirketlerin şu anda dünyanın küresel ölçekteki en büyük şirketleri konumunda olduğunu belirtirken webinarın GDPR ( Genel Veri Koruma Tüzüğü ) ve KVKK arasındaki farklara dikkat çekerek sözlerini şöyle sürdürdü: “Avrupa Birliği’nin Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ile ilgili attığı adım bir kırılma noktasıdır. Bir veriden hareketle siz gerçek bir kişiye ulaşabiliyorsanız bu artık kişisel veridir. Kişisel veri işleme envarterlerini çıkarttıktan sonra KOBİ sayılabilecek işletmelerde dahi 100-150 farklı kişisel veri olduğunu tespit ettik. Verinin korunması ile verinin mahremiyeti aynı şey değildir. Bilgi güvenliğinde bilgilerin içeriden veya dışarıdan biri almasın diye uğraşıyorsunuz. Veri mahremiyetinin ise kendine özgü bazı konuları var. O verilerin amaç dışında ve yetkisiz kişilerce işlenmesini engellemek söz konusudur.”
“GDPR’a göre şu anda geride kalmış durumdayız. Bir paradigma değişikliği olması lazım. 11. Kalkınma Planı’na da kanunlarımızı GDPR’a uyumlu hale getirme hedefi konuldu. 31 Mart 2022’ye kadar Türk kanunları AB Genel Veri Koruma Tüzüğü ile uyumlu hale getirilecek”
“Dünyada artık üniversitelerde mahremiyet mühendisliği bölümleri açıldı. Veri koruma uzmanlığı bölümleri oluşturulmaya başlandığını biliyoruz. Veri koruma ve veri mahremiyeti artık yepyeni bir meslek olarak karşımıza çıkıyor” dedi.
Türk hukuku ile AB hukuku arasında bazı yaptırım farklılıkları olduğuna da dikkat çeken Özdilek; “Veriye hücum başladı. Altına hücum gibi… Bunu korumak için de Türk hukukunda yasalar uygulamaya girmeye başladı. Bunlara uyum sağlayamazsak Türkiye olarak hem ihracatta hem de diğer işlerde çok zor durumlara düşebiliriz.” diye uyardı. GDPR’ın Türk şirketlerini neden ilgilendirdiğine de dikkat çeken Özdilek, “GDPR’ın öyle bir iddiası var ki 3. maddesi ile getirilen coğrafi kapsam bölümünde bir şirket AB içinde olmasa da “Ben GDPR’ı AB dışındaki şirketlere de uygulayabilirim” diyor.
AB’nin para cezaları da ülkemizde çok yüksek. 20 Milyon Avro ya da tüm cironuz üzerinden %4 idari para cezaları veriyorlar. Bu ne demek? Türk şirketleri bundan etkilenecektir. 3. madde der ki; “Eğer AB içinde bir irtibat ofisiniz varsa ve bu ortamda siz bir veri işliyorsanız o zaman tüzüğümüzün kapsamındasınızdır. Bunun dışarıya nasıl uygulanabileceğini anlayabilmemiz için milletler arası özel hukuk ve kanunlar ittifakı kavramlarına bakmamız gerekir. Türkiye’de iki ülkenin kanunu birbirine çakışırsa o zaman milletler arası özel hukuk kanununa göre bulunan bağlama noktalarına bakılmaktadır. Bu bağlama noktalan bir irtibat ofisi ya da şirket bulundurma ve bir mukime hizmet sunma şartlarını kapsamaktadır.
Bir üçüncü hal var ki o da; eğer AB mukimlerine yönelik profilleme çalışmaları yapıyorsanız örneğin antep fıstığını Avrupa’de nerelere satacağım diye düşünüp bir takım iş zekası ekipleri ve IP’lerden yararlanarak ya da anketörler tutarak segmentasyon ve profilleme yapıyorsanız AB, ”Siz GDPR’a tabisiniz’ diyor” derken “Şu anda AB’nin Güney Kore’yi güvenli ülke ilan ederek bir anlaşma yaptıklarını söyleyebilirim. Ama Türkiye halen “güvensiz ülke” pozisyonunda” diye Türkiye’nin konumuna dikkat çekti.
Av. Ali Osman Özdilek’in ardından söz alan MAKFED Başkan Yardımcısı ve AYSAD Yönetim Kurulu Başkanı Sefa Targıt,
“Ali Osman Bey’i kutluyorum. Konuya hakimiyeti hayranlık verici hakikaten” diyerek sözlerini şöyle sürdürdü: ”KOBI’lerden oluşan bir makine sektörü olarak işçi-işveren ilişkileri için çok önemli bir konudur bu. Her iki taraf için de verilerin mahremiyeti önem arz ediyor. Bu noktada asansör sektörünün iki tecrübesi oldu. Herkese açık icraat yapan bir sektördür. AB teknik mevzuatının Türkiye’ye uyumu noktasında çok önemli çalışmaların yanında önemli sıkıntılar da yaşadığımız oldu. AB’nin en önemli rekabet cezası asansör firmalarına kesilmişti. Ağzımız yandığı için yoğurdu üfleyerek yemek zorundayız. Türkiye içinde bunun yerleşmesi, mevzuatın hazırlanması ve bunun anlaşılması biraz zaman alacaktır. Ama AB ile ticaret yapanlar bu durumla çok kısa zamanda karşı karşıya kalacaklardır. AB, mal satan ihracatçılara karşı daha nazlı olacaktır … “
“İhracatçı bir sektör olarak bu konuda bir ön almak istiyoruz. Hem iç piyasada hem Avrupa ile temas ederken konuya dikkat etmek gerekir kanaatindeyim. Bu konu önümüzdeki dönemde hayatımızın bir parçası olacaktır. Pandemi sona erdiğinde bu tip regülasyonlar daha aktif olarak karşımıza çıkacaktır. Herşeye rağmen bu işin üstesinden geleceğimize inanıyorum. Katıldığınız için hepinize çok teşekkür ediyorum.”
Webinarın tamamını JURCOM GRC Services veya MAKFED‘in youtube kanalından izleyebilirsiniz.
Haber Kaynağı: Tek Günden Asansör Gazetesi
Diğer röportajlarımıza da göz atmayı unutmayın; KVKKobi Platformunu Kobi Efor Dergi Röportajımızda Anlattık