Paris İklim Anlaşması Hangi Aşamalardan Geçmiştir?
1992 Rio Dünya Zirvesi’nde başlayan 1997 Kyoto Protokolü ile önemli adımların atılmasına karşın, karbon salınımı süreçlerine ilişkin herhangi bir yasal zemin oluşturulamamıştır. 30 Kasım-12 Aralık 2015 tarihlerinde Paris’te yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (UNFCCC), tüm ülkelerin katkılarına dayanacak bir biçimde hedefler konularak, iklim değişikliğine ilişkin esaslı önlemler ilk defa belirlendi. Konferans’ın son oturumunda 195 ülkenin bir mutabakat belgesi üzerinde anlaştığı açıklanmıştır. Türkiye ve Dünya, Paris İklim Anlaşması sonrası nasıl değişiklikler amaçlıyor gelin birlikte inceleyelim.
Paris İklim Anlaşması’na Genel Bir Bakış Açısı
Paris İklim Anlaşması’nda “Anlaşma” yer alan başlıca hükümler şu şekildedir:
Anlaşma’nın en önemli hedefleri arasında, küresel sıcaklık artışını, 1850-1900 yılları arasındaki “sanayi öncesi döneme” kıyasla 2 dereceyle sınırlamak, mümkünse 1,5 dereceye kadar düşürmek için ülkelerin gerekli tedbiri alması gerekir. Mevcut artışın 1,1-1,2 derece düzeyinde olduğu bilinmektedir.
Ülkelerin ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluklar ve göreceli kabiliyetler ilkesi uyarınca gerçekleştirecekleri azaltım, uyum, finans, teknoloji transferi ve kapasite inşası konusundaki Paris İklim Anlaşması’nın temel hedefini yerine getirmeye yönelik faaliyetlerinin yer aldığı rapor mahiyetinde “Ulusal Katkı Beyanlarını” her 5 yılda bir sunmaları öngörülmüştür.
Gelişmiş ülkelerin emisyon azaltım hedef yükümlülüğünü üstlenmeleri, gelişmekte olan ülkelerin ise “ortak fakat farklılaştırılmış sorumluluk” ilkesi kapsamınca azaltımına ilişkin tedbirler alması gerekir. Başka bir ifade ile gelişmiş ülkelerin, mutlak bir azaltım taahhüdü ile daha fazla emisyon azaltımı yapması icap ederken gelişmekte olan ülkeler ise mevcut kapasiteleri üzerinden emisyon azaltımı gerçekleştirecektir. Bu emisyon azaltım miktarlarına ülkeler kendileri karar vermekte olup ulusal katkı beyanlarında emisyon verilerini sunmaktadırlar.
Emisyonlarla ilgili ülkelerin verdikleri beyanlar dört ana gruba ayrılır;
Mutlak azaltım: Belli bir yıldaki emisyon seviyesi referans göstererek, hedef yıldaki emisyonların bu seviyenin altına indirilmesi
Tavan emisyon yılı: Ülkelerin ulusal emisyonlarının en üst seviyeye ulaşacağı yılın belirlenerek yıldan itibaren emisyonların azaltılması.
Referans senaryodan azaltım: Ülkelerin mevcut politikaları altında atmosfere salacakları sera gazı miktarını referans senaryo kabul edip, emisyonların bu senaryodaki seviyenin altına indirilmesi.
Emisyon yoğunluğu hedefi: Ülkelerin birim ekonomik çıktı başına ürettikleri emisyonların belli bir seviyeyi aşmayacağına ya da bu yoğunluğun azaltılacağına dair açıkladıkları hedefler.
Paris İklim Anlaşması ve Sürdürebilir Kalkınma Amaçları
Birleşmiş Milletler çatısı altında devletler bir araya gelerek “Dünyamızı Dönüştürmek” adlı BM belgesinde 17 adet Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları “SKA” ve 169 ara hedef ortaya konmuştur. SKA, 2030 yılı sonuna kadar refahı teşvik ederek çevre ve ekonomi için daha sürdürülebilir bir yol sağlamayı amaçlamaktadır. Başka bir ifade ile, dördüncü teknolojik devriminin eşiğinde, insanlığın mevcut ve gelecek nesillerin yaşam koşulları için felaket senaryolarından kaçınma çabalarına yardımcı olmak ve rehberlik etmek için SKA ortaya çıkmıştır.
Hem her iki sürecin oluşturulma tarihinin birbirine yakın olması hem de aynı tarzda hükümler içermesi nedeni ile iklim eylem planlamaları süreçlerinde, SKA ve Paris İklim Anlaşması’nı birlikte değerlendirmek fayda gösterecektir.
Türkiye Penceresinden Paris İklim Anlaşması
22 Nisan 2016 tarihinde New York’ta düzenlenen imza töreninde Paris İklim Anlaşması’nı imzalamamıza rağmen Anlaşma bu aya kadar TBMM’de onaylanmamıştır. Onaylanmamasının başlıca nedenini o zamanlarda Türkiye’nin haiz olduğu statü gereği iklim destek fonundan yararlanamaması olarak değerlendirebilir. 7 Ekim 2021 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Paris Anlaşmasının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun” kapsamında Türkiye taraf ülke niteliğine ulaşmıştır.
Anlaşma, fosil yakıt kullanımını devreden çıkarmayı hedeflemektir. Petrol, doğal gaz ve kömür gibi Türkiye’nin dışa bağımlı olduğu enerji kaynakları bu hedefleri ile azalacaktır. Bu kapsamda Türkiye’nin iklim politikasına uyum sağlaması halinde milli gelirinin yaklaşık %7 artacağı tahmin edilmektedir.[1]
Türkiye’nin sürdürebilirlik hedeflerine ulaşmasına yardımcı olmak için uluslararası toplumdan 3,1 milyar euro değerinde kredi alması beklenmektedir.[2] Sektörel hareketlilik açısından yaşanacak bu gelişmenin, piyasalara olumlu bir hava katacağını düşünmekteyiz.
Bunun yanı sıra Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 11 Ekim 2021’de ise Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak isim değişikliğine gitmesi, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması ile uyum sağlayacağının göstergesi olarak değerlendirebilir. Ayrıca Türkiye’nin, 2053 yılına kadar net sıfır emisyon taahhüdü kapsamında hazırlaması gereken Ulusal İklim Eylem Planı‘nı en kısa sürede sunması beklenmektedir.
İklim değişikliğinin; artan hava ve okyanus ortalama sıcaklıkları, yağış düzenlerindeki değişiklikler, yükselen ortalama deniz seviyesi ve artan okyanus asitliği gibi birçok yaygın ve geri döndürülemez etkisi vardır. Etkileri sosyal, çevresel ve ekonomik sistemleri tehdit ettiği görülmekte olup gelecekte beklenen kıtlıklar nedeniyle bazı bölgeler tamamen yaşanılamaz hale getirecektir. Söz konusu zorluklara karşı hem devletler hem de küresel çapta kuruluşlar ile uyum çalışmalarına başlamaları ve kapsamının genişlemesi defaatle önem arz etmektedir. Hem sivil toplum kuruluşları olsun hem de devletler olsun artık kayda değer aksiyon alınması gerekliliğini bilmekte olup bu çerçevede realist eylem planları oluşturmaya başlamıştır.
Süreci Türkiye bazında değerlendirecek olursak yaklaşık 5 senedir durgun geçen sürecin son 2 ayda yüksek bir ivme kazandığı görülmektedir. Bu kapsamda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıklarca iklim değişikliğine uyum sağlamaya ilişkin hızlı bir şekilde regülasyonların oluşturulacağını beklemekteyiz.
SKA Uyum Danışmanlık Hizmetimiz hakkında daha fazla bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
Ayrıca bakınız, Verilerim Nerede? – Yurt Dışına Veri Aktarım Yöntemleri